GADAMER’DE HAKİKAT KAVRAMI VE ANLAMADAKİ ROLÜ

Author :  

Year-Number: 2016- 51
Language : null
Konu : Felsefe
Number of pages: 435-448
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Öz Hakikat, herkes için önemli bir kavramdır. Her şeyi açıklayan bir yasa gibi ona ulaşmaya çalışırız. Ancak insan yaşamı söz konusu olduğunda tek bir hakikat değil, hakikatlerin varlığı söz konusudur. Çünkü insan bilinci; kendi tecrübeleri ile biçimlenirken, kendini bulduğu gelenekten de izler taşımaktadır. Dünyayla kurduğu ilişki ve onu anlama tarzı, öznel bir yorum olarak ilişkilerine yansımaktadır. Bu, insanın dünyaya attığı imzasıdır. Buna karşın modern dünya; yalnızca bilimsel akla dayalı, nesnel bir hakikat anlayışını temele almıştır. Böylece anlaşılabilen değerlerin yerine ölçülebilen değerler yerleştirilmiştir. Oysa sonlu insan dünyasında anlamak ve anlaşılmak, varoluşsal bir ihtiyaçtır. Kendi bilincinden ve ortak bilinçten uzaklaşarak yalnızlaşan insanın bu ilişkiyi yeniden kurması için hermeneutik refleksiyona ihtiyacı vardır. Bunun için de tek bir hakikate dayalı düşünme biçimlerinden vazgeçerek anlamaya açık olmak gerekmektedir. Gadamer, anlamada önyargı ve geleneğin önemini vurgularken, hakikatin sabit bir şey değil, konuşmada ortaya çıkan bir şey olduğunu öne sürmektedir. Anlama başladığı anda yorumlama başlamaktadır. Kişisel ufkumuz, içinde yaşadığımız gelenek içinde şekillenirken, yorumlamamızı da belirlemektedir. Anlama edimi, aynı zamanda başkasını tecrübe etmektir. Yanlış anlamada dahi bir uzlaşma varken, yorumların öznelliği anlamaya engel değildir. Her kişisel ufuk, başka ufuklara da açık olmalıdır. Hermeneutik refleksiyon, bunu gerektirmektedir. Yabancılaşmanın ve çatışmaların çözümü de burada bulunmaktadır. Bu nedenle Gadamer için hermeneutik, artık her alana uygulanabilecek bir pratiktir.

Keywords

Abstract

Truth is an important concept for all people. We consider it as a law that explains everything. However when it is a matter of human life, there are many truths rather than a single truth. This is because while the consciousness of human is shaped by its own experiences, on the other hand it carries traces in the tradition that it finds itself. The human contact with the world and its way to understand reflects on the relation as a subjective interpretation. This is a signature that the human signs in the World. Despite this modern World is centred around an understanding of truth which is based on scientific reasoning and objective. Thus, understandable values are replaced with measurable values. Yet, to understand and to be understood is an existential need in the finite world of human. The human who is isolated through getting away from his own awareness and collective consciousness, needs a hermeneutic reflection in order to build this relation again. Therefore the way of thinking based on a single truth must be abandoned for being open to understand. While Gadamer emphasites the importance of prejudice and tradition in understanding he claims that the truth is not constant. Rather the truth is something that appears at the moment of speech. Interpretation starts when the understanding starts. Personel horizon, while shaped by the tradition we live in, also determines our interpretation. The act of understanding is, at the same time, experiencing the other. While there is an agreement even in misunderstanding, the subjectivity of interpretation is not an obstacle to the understanding. Each personal horizon must be open to different horizons. Hermeneutic reflection requires this. The solution to the alienation and conflicts resides here. Consequently, for Gadamer, hermeneutics hereafter is a practice than can be applied to every area.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics